Ele Tutuşmak

Bir zamanlar, ufak bir köyde yaşayan küçük bir kız çocuğu vardı. Bu küçük kızın en sevdiği şey, annesi ve babasıyla gece yatmadan önce odasında kitap okumak ve onların ellerini tutmaktı. Her gece, annesi ve babası kızlarının yanına gelir, ona bir hikaye okur ve sonra ellerini tutarak onu güvenli bir şekilde uyutmak için yanında beklerlerdi.

Bir gece, küçük kız uyumaya çalışırken annesinin ve babasının ellerini tutmayı unuttuğunu fark etti. Korkuyla gözlerini açtı ve etrafına baktı, annesinin ve babasının odada olmadığını gördü. Ürkek bir şekilde yatağında kıvrıldı ve hüzünlü bir şekilde ağlamaya başladı.

Tam o sırada, odanın köşesinde küçük bir ışık belirdi. Kız, şaşkınlıkla o tarafa doğru baktı ve gördü ki o ışık, küçük bir yavru filin burnundan geliyordu. Yavru fil, nazikçe kızın yanına yaklaştı ve burnunu onun avucuna koydu. Kızın avucunda hissettiği sıcaklık ve sevgiyle birlikte korkusu ve hüznü birdenbire yok oldu.

Küçük kız, yavru filin burnunu sıkıca tuttu ve huzurlu bir şekilde uyumaya başladı. O gece, yavru fil kızın en iyi arkadaşı oldu ve ona her gece el ele tutuşarak güvenli bir şekilde uyumasına yardım etti. Artık, küçük kızın en sevdiği şey, annesi ve babasıyla olduğu gibi yavru filin de ellerini tutmaktı. Ve böylece, Ele Tutuşmak adını verdikleri bu güzel ritüel, küçük kızın hayatında sonsuza dek devam etti.