Buharlı Tren Macerası
Bir varmış bir yokmuş, uzak bir ülkede yaşayan küçük bir çocuk varmış adı Ali. Ali’nin en büyük hayali bir buharlı trenle yolculuk yapmaktı. Her gece yatağına yatarken buharlı trenin sesini hayal eder, trenin dumanını gözünde canlandırırdı.
Bir gün Ali’nin babası ona sürpriz yaparak bir buharlı tren yolculuğu hediye etti. Ali o kadar sevinçliydi ki, sabahın erken saatlerinde tren istasyonuna koşarak gittiler. Trenin buharları yükselirken, Ali’nin yüzündeki mutluluk tarif edilemezdi.
Tren yola çıktığında Ali pencereden dışarı bakarak etrafı izlemeye başladı. Yeşil tarlalar, uzak dağlar ve minik köyler geçtikçe Ali’nin gözleri parladı. Trenin tıkırtıları ve buharı Ali’ye huzur veriyordu, sanki bir masalın içindeymiş gibi hissediyordu.
Yavaş yavaş Ali’nin gözleri kapanmaya başladı, trenin ritmik hareketleri onu uyutmaya başlamıştı. Ali huzurlu bir şekilde uyuyakaldı, buharlı trenin sesi onu rüyalar ülkesine götürdü.
Sabah olduğunda Ali uykusundan uyanarak pencereden dışarı baktı, trenin hala ilerlediğini ve yeni bir günün başladığını gördü. Buharlı tren macerası sona ermiş olsa da, Ali o anı asla unutmayacaktı. O günü, buharlı trenle geçirdiği o masalsı yolculuğu her zaman hatırlayacak ve tekrar yaşamak isteyecekti.
Yorum gönder