Altın Kızın Sırrı
Uzak diyarların en güzel kraliçesi olan Altın Kız, altından yapılmış bir tahtın üzerinde oturuyordu. Herkes onun güzelliğine ve zenginliğine hayrandı. Ancak Altın Kız’ın bir sırrı vardı. O, altınları sevmezdi. Aslında altınlar onun için anlamsız parçalardı. Onun asıl sevdiği şey, doğanın kendisiydi.
Bir gün Altın Kız, sarayının bahçesinde dolaşırken bir çiçeğin yanında durdu. Bu çiçek, diğerlerinden farklıydı. Altın Kız, çiçeğin güzelliğine hayran kaldı ve onu koparmaya karar verdi. Ancak çiçek, Altın Kız’a konuştu: “Ben altından yapılmış bir çiçeğim. Altınlar sana mutluluk vermez, gerçek güzellik doğada saklıdır.”
Altın Kız, çiçeğin sözlerine kulak verdi ve altınları terk etmeye karar verdi. Sarayını terk ederek doğaya doğru yola çıktı. Yolda bir ormanda kaybolan Altın Kız, bir periyle karşılaştı. Peri, Altın Kız’a bir görev verdi: “Eğer gerçek güzelliği bulmak istiyorsan, doğanın dengesini korumalısın.”
Altın Kız, periye söz verdi ve doğanın dengesini korumak için çaba harcadı. Bir yıl boyunca doğayla iç içe yaşayan Altın Kız, gerçek güzelliği ve mutluluğu buldu. Artık altınlar onun için anlamsız parçalar değildi. Altın Kız, doğanın değerini anlamıştı ve artık altınlar yerine doğayı korumaya kararlıydı.
Altın Kız, sarayına döndüğünde herkes onu değişmiş ve daha mutlu gördü. Altın Kız, artık altınlarla değil, doğayla yaşamayı tercih ediyordu. Sarayı artık doğanın renkleriyle süslenmişti ve Altın Kız, gerçek güzelliğin ve mutluluğun doğada saklı olduğunu herkese öğretti. Artık Altın Kız, sadece güzelliğiyle değil, içindeki gerçek değerleriyle de ışıldıyordu.
Yorum gönder