Gölgenin Ardında Saklı Gerçekler
Bir zamanlar, eski bir köyde, yaşlı bir adam olan Işık Usta yaşardı. Işık Usta, köyün en bilge insanıydı ve her zaman köylülerin sorunlarını çözmek için onlara yardımcı olurdu. Ancak Işık Usta’nın kendi içinde çözemediği bir sır vardı. Gençliğinde, gölgesini kaybetmişti. Bu olay köydeki herkes tarafından unutulmuştu, ancak Işık Usta için her zaman bir yara olarak kalmıştı.
Bir gün, köye genç bir gezgin olan Ela geldi. Ela, uzun yıllar boyunca dünyayı dolaşmış ve pek çok ilginç hikaye biriktirmişti. Işık Usta ile tanıştığında, onun hüzünlü bakışlarını fark etti ve yaşlı adamın hikayesini öğrenmek istedi.
Ela: “Işık Usta, sizinle tanışmak büyük bir onur. Ancak gözlerinizdeki hüzün beni üzüyor. Sizin hikayenizi öğrenebilir miyim?”
Işık Usta: “Ah genç dostum, benim hikayem çok eski, belki de senin ilgini çekmez. Fakat madem sordun, anlatayım. Gençken, bir sabah uyandığımda gölgemi kaybettiğimi fark ettim. O günden beri, gölgemi arıyorum.”
Ela, bu gizemli olay karşısında şaşkına dönmüştü ve Işık Usta’ya yardım etmeye karar verdi. Ertesi gün, köyün kütüphanesine giderek gölgeler hakkında bilgi toplamaya başladı. Çok geçmeden, eski bir kitapta, gölgelerin kaybolmasının, kişinin ruhunun bir parçasının eksik olduğu anlamına geldiğini okudu. Bu bilgiyle, Ela hemen Işık Usta’nın yanına koştu.
Ela: “Usta, buldum! Gölgenizin kaybolması, ruhunuzun bir parçasının eksik olması anlamına geliyormuş. Belki de geçmişinizde yapmış olduğunuz bir şey, bu duruma neden olmuş olabilir.”
Işık Usta, Ela’nın sözleri üzerine derin düşüncelere daldı. Gençliğinde, kibirli ve bencil biri olduğunu, ve bir zamanlar en yakın arkadaşıyla büyük bir kavgaya tutuştuğunu hatırladı. Bu kavga, onların yıllarca birbirleriyle konuşmamalarına neden olmuştu. Işık Usta, bu olayın gölgesini kaybetmesine neden olmuş olabileceğini düşündü.
Işık Usta: “Ela, sanırım seninle paylaşmadığım bir şey var. Gençken, en yakın arkadaşım ile korkunç bir kavga ettim ve onu hayatımdan çıkardım. Belki de gölgemi geri getirebilmek için, onunla barışmam gerekiyor.”
Ela ve Işık Usta, hemen yola koyuldular ve Işık Usta’nın eski arkadaşıyla konuşmak için uzak bir köye doğru yürüdüler. Yol boyunca, Işık Usta geçmişteki hatalarını ve pişmanlıklarını Ela ile paylaştı. Nihayet, eski arkadaşının evine vardıklarında, Işık Usta cesaretini toplayıp kapıyı çaldı.
Işık Usta’nın arkadaşı, onu görünce şaşırdı ama onu içeri davet etti. Işık Usta, yıllar sonra ilk kez, arkadaşından özür diledi ve aralarındaki tüm sorunları çözmek istediğini söyledi. O an, birlikte geçirdikleri güzel günleri hatırlayarak, ikisi de gözyaşlarına boğuldu.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra, Işık Usta ve arkadaşı barıştılar. Işık Usta köyüne döndüğünde, bir mucize gerçekleşti. Gölgesi, yeniden ayaklarının dibinde belirmişti. Köylüler bu olay karşısında çok mutlu oldular ve Ela’ya minnettar kaldılar.
Işık Usta, Ela’ya dönerek son bir kez teşekkür etti.
Işık Usta: “Ela, sen olmasaydın, belki de gölgemi asla bulamazdım. Senin gençliğin ve merakın, benim yıllardır çözemediğim bu sırrı çözmeme yardımcı oldu. Her zaman minnettar kalacağım.”
Ela, bu maceranın ona da çok şey öğrettiğini söyleyerek, yeni yolculuklar için köyden ayrıldı. Işık Usta ise, geri kalan günlerini köyde, huzur içinde ve gölgesiyle birlikte geçirdi. Gölgenin ardında saklı olan gerçekler, bazen en beklenmedik yerlerde, en beklenmedik şekillerde karşımıza çıkar.
Yorum gönder