Bilmece Çözmek
Bir zamanlar uzak diyarların en bilge kralı, halkının zekasını ve dikkatini geliştirmek için her hafta bir bilmece yayınlardı. Bu bilmeceyi çözen kişiye ise büyük ödüller verirdi. Kralın bilmece yayınladığı günler bütün köy halkı sabırsızlıkla bekler, düşünmeye dalar ve birbirleriyle fikir alışverişi yaparlardı.
Bir gün kral, çok zorlu bir bilmece yayınladı. “Göremediğimiz ama hep hissettiğimiz, konuşamadığımız ama herkesin dilinde olan şey nedir?” diye sordu. Köy halkı bu bilmece karşısında ne yapacağını şaşırdı. Kimse cevabı bulamadı ve kralın huzuruna çıkıp cevabı söyleyemedi.
Kral, halkının bu bilmece karşısında zorlanmasından memnun oldu ve bir sonraki hafta daha da zorlu bir bilmece yayınladı. Bu sefer bilmece şöyleydi: “Herkesin var ama kimse göremiyor, kimse dokunamıyor, kimse bulamıyor. Nedir bu?”
Köy halkı yine çözüm bulamadı ve kralın huzuruna çıkmaktan çekindi. Kral, halkının zekasını geliştirmek için bu bilmece oyununu sürdürdü ve her hafta yeni bir bilmece yayınladı. Halk, bu bilmece çözme oyunu sayesinde birbirleriyle daha çok vakit geçirmeye, düşünmeye ve tartışmaya başladı.
Sonunda, bir gün bir çocuk kralın en zorlu bilmeceyi çözdü. Çocuk, kralın huzuruna çıkarak gururla cevabı söyledi: “Gökyüzü!” Kral çocuğun cevabını doğru buldu ve ona büyük bir ödül verdi.
Böylece köy halkı, kralın bilmece çözme oyunu sayesinde daha zeki ve dikkatli bir toplum haline geldi. Kral, halkını bu şekilde eğitmeye devam etti ve bilmece çözmek köyün en sevilen ve en popüler etkinliği haline geldi.
Yorum gönder