Yelkenli Rüyası

Bir varmış, bir yokmuş, denizin ortasında büyük bir yelkenli gemi vardı. Bu geminin kaptanı küçük çocuklardı. Kocaman yelkenlerini açar, rüzgarın gücüyle denizlerde hızla ilerlerlerdi. Gemide bir sürü oyuncak ve renkli yelkenler vardı. Çocuklar, geminin güvertesinde mutlu mutlu oyunlar oynar, birlikte maceralara atılırlardı.

Bir akşam, güneş batarken kaptan çocuk, tüm çocukları yanına çağırarak “Bugün çok yorulduk, şimdi hep birlikte rüyalar diyarına yolculuk yapalım” dedi. Çocuklar heyecanla kaptanın yanına toplandılar. Kaptan çocuk, büyük yelkenleri sallayarak bir ninni söylemeye başladı. Yavaş yavaş çocukların gözleri kapanmaya başladı.

Geminin yelkenleri, rüya diyarına doğru yol almaya başladı. Çocuklar, pamuk gibi bulutların arasında uçan kuşlarla dans ederken, rengarenk balıklarla yüzmeye başladılar. Denizin altında gizemli bir şehir keşfettiler ve masalsı bir ormanda kayboldular. Her türlü macerayı birlikte yaşadılar.

Sabah olduğunda çocuklar, gemide uyanırken mutlu mutlu gülümseyerek birbirlerine sarıldılar. Kaptan çocuk, “Rüyalarımızda ne güzel maceralar yaşadık değil mi?” dedi. Çocuklar, “Evet, çok güzeldi kaptanımız. Teşekkür ederiz” diye cevapladılar.

Ve o günden sonra, her gece çocuklar yelkenli geminin güvertesinde bir araya gelerek birlikte rüya diyarına yolculuk yapar, birbirinden eğlenceli ve fantastik maceralar yaşarlardı. Hayal güçlerini keşfeder, dostluklarını güçlendirir ve en güzel rüyalarla güne merhaba derlerdi. Ve onlar, Yelkenli Rüyası’nın en mutlu mürettebatıydı.

Yorum gönder