Su Damlası

Bir zamanlar bir minik su damlası vardı. Bu su damlası, bulutların içinde mutlu mesut dolaşırken birden bire yere düştü. Toprağa düşen su damlası, bir çiçeğin yanında kendini buldu. Çiçek, su damlasını görünce sevinçle ona sarıldı ve onu kabul etti.

Su damlası, çiçeğin yanında kendini çok mutlu hissetti. Gün boyunca güneş altında parlayarak çiçeğe enerji verdi. Gece ise ay ışığında dinlenerek huzur buldu. Zamanla su damlası ve çiçek arasında kuvvetli bir bağ oluştu.

Bir gün yağmur yağmaya başladı. Su damlası, bulutlara geri dönme vaktinin geldiğini hissetti. Çiçeğe veda ederken gözyaşları döktü. Ancak çiçek ona gülümsedi ve “Unutma, sen bir su damlasısın ve her zaman geri dönebilirsin” dedi.

Su damlası teşekkür ederek havaya yükseldi ve bulutlara karıştı. Artık o dağlarda, denizlerde, göllerde dolaşarak hayatın devamını sağlayacaktı. Ancak her gece, çiçeği düşünerek huzurlu bir şekilde uyurdu. Su damlası, çiçeği ve onun sevgisini asla unutmayacaktı.