Altın Köprü’nün Sırrı
Bir zamanlar, uzak bir köyde, köyün iki tarafını ayıran büyük bir nehir vardı. Nehrin üzerinde, parlayan altından yapılmış muazzam bir köprü bulunurdu. Köylüler bu köprüye “Altın Köprü” derlerdi. Altın Köprü’nün sırrı ise sadece bir kişi tarafından bilinirdi: yaşlı bilge Zara.
Bir gün, genç bir çocuk olan Emir, Altın Köprü’nün hikayesini öğrenmeye karar verdi. Çünkü köyde dolaşan dedikodulara göre, köprünün altında bir hazine saklıydı. Emir, yaşlı Zara’nın kapısını çaldı.
Emir: Merhaba Zara Amca, ben Emir. Altın Köprü’nün hikayesini bana anlatır mısın?
Zara: Ah, Emir. Meraklı bir yüreğin var. Gel, otur. Sana köprünün hikayesini anlatayım.
Zara, gözlerini uzaklara dikip anlatmaya başladı.
Zara: Yıllar önce, bu köyde büyük bir talihsizlik yaşandı. Nehrin her iki tarafında yaşayan insanlar arasında sürekli kavgalar olurdu. Bir gün, köyün reisi, insanların barış içinde yaşaması için bir çözüm bulmaya karar verdi. O zamanlar köyün en yetenekli ustası olan Arif Usta’ya bir köprü yapmasını istedi. Arif Usta, bu köprüyü altından yapmaya karar verdi. Altın, değerli bir metaldir ve herkes için değerlidir, böylece köprü, köylüler arasında bir barış ve birlik sembolü olacaktı.
Emir: Peki, köprü altında hazine var mı?
Zara (gülümseyerek): Sabırlı ol, genç dostum. Efsaneye göre, Arif Usta köprüyü bitirdiğinde, köyün reisi tarafından köprünün her iki tarafına birer sandık konuldu. Bu sandıkların içinde köyün geleceği için kullanılmak üzere altınlar saklandı. Ancak, bu altınlar sıradan bir hazine değil, köyün birliğini ve barışını koruma amacı taşıyan bir yatırımdı.
Emir (merakla): O zaman hazine hala orada mı?
Zara: Evet, ama unutma ki gerçek hazine altınlar değil, insanların birbirlerine olan saygı ve sevgisidir. Köprü, bu duyguların simgesi olarak kalmıştır.
Birkaç gün sonra, köyde bir festival düzenlendi ve köyün her iki tarafındaki insanlar Altın Köprü’de buluştu. Emir de oradaydı ve köylülerin nasıl bir araya geldiğini, eski anlaşmazlıkları nasıl unuttuklarını gözlemledi.
Köyün reisi: Sevgili köylüler, bugün burada, Altın Köprü’nün altında, bir kez daha bir araya gelmemizin sebebi, eski kinleri unutup yeni dostluklar kurmaktır. Bu köprü, bize birlik ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor.
Emir, köyün reisinin sözlerini dinlerken, Zara’nın anlattıklarını düşündü. Gerçekten de, köprüdeki altınlar değil, insanların birbirlerine gösterdikleri sevgi ve saygıydı asıl hazine.
Festival sona erdiğinde, Emir, Zara’nın yanına giderek teşekkür etti.
Emir: Zara Amca, bugün çok önemli bir şey öğrendim. Gerçek hazine, köprü altındaki altınlar değil, bizim birlikte olmamız.
Zara (onaylayarak): Aynen öyle, Emir. İnsanlar arasındaki sevgi ve saygı, her türlü altından daha değerlidir.
O günden sonra Emir, köydeki diğer çocuklara da Altın Köprü’nün gerçek hikayesini ve gerçek hazinenin ne olduğunu anlattı. Köy, yıllar boyunca barış ve mutluluk içinde yaşadı, ve Altın Köprü, bu mutluluğun simgesi olarak parlamaya devam etti.
Yorum gönder