Ayçiçeği Prensesi
Bir zamanlar, çok uzaklarda, Ayçiçeği Prensesi adında bir prenses yaşarmış. Bu prenses, güneş kadar sıcak ve parlak bir gülümsemeye sahipti. Her şey onun etrafında daha da güzelleşirdi, çiçekler daha renkli açar, kuşlar daha neşeli öterdi.
Ayçiçeği Prensesi’nin en sevdiği şey, gün doğduğunda doğanın uyanışına tanık olmaktı. Her sabah güneşin doğuşunu izler, kuşların cıvıltısını dinler ve çiçeklerin açışını seyrederdi. Bir gün, bu muhteşem manzarayı daha fazla seyretmek istedi ve bir dilek diledi.
“Uyumadan önce, sabah güneşi doğduğunda uyanmak istiyorum” diye dilek tuttu ve hemen uykuya daldı. Sabah olduğunda, prenses gözlerini açtığında kendisini büyülü bir bahçede buldu. Etrafı ayçiçekleriyle doluydu ve güneş yavaş yavaş yükseliyordu.
Ayçiçeği Prensesi, bahçede dolaşırken kuşların melodileriyle karşılandı. Çiçekler ona tebessüm ediyor, kelebekler etrafında uçuşuyordu. Prenses, bu güzellikler içinde kaybolmuştu ve gerçek bir prenses gibi hissediyordu.
Gün boyu bahçede dolaşan prenses, akşam olunca yavaşça geri dönüp yatağına uzandı. Gözlerini kapattığında, yine güneşin doğuşunu izlemek istediği o büyülü bahçede buldu kendisini. Her gün bu güzellikleri yaşadı ve Ayçiçeği Prensesi olarak anıldı.
Ve o günden beri, Ayçiçeği Prensesi herkesin en sevdiği prenses oldu. Uykusunda bile güzellikleriyle etrafını aydınlatan, doğanın en parlak ve sıcak prensesi olarak anıldı. Ve herkes onun hikayesini uzun uzadıya anlattı.
Yorum gönder