Dağın Büyüsü

Bir zamanlar, uzak bir ülkede, yemyeşil ormanların içinde dev bir dağ varmış. Bu dağın eteğinde küçük bir köy bulunurmuş ve köy halkı dağa büyük bir saygı duyardı. Çünkü dağ, onların koruyucusu olarak bilinirdi.

Köyde yaşayan küçük bir çocuk olan Alper, her gece yatağına yattığında dağın büyüsüyle uyurmuş. Dağın eteklerinde o kadar huzurlu ve güvende hissedermiş ki, tüm korkuları ve endişeleri kaybolurmuş. Bu yüzden her gece kocaman bir gülümsemeyle uykuya dalarmış.

Bir gece, Alper’in rüyasına dağın büyüleyici manzarası gelmiş. Rüyasında, dağın zirvesine tırmanıp, tüm köyü ve ormanı seyredebilmiş. Bu manzara karşısında büyülenen Alper, uykusunda mutluluktan havalara uçmuş.

Ertesi sabah, Alper uyanınca gözlerini açtığında hala o güzel rüyayı hatırlarmış. Dağın büyüsüyle uyuyan çocuk, gün boyunca dağa olan sevgisiyle dolup taşırmış. Her fırsatta dağın eteklerine gidip, ona minnettarlığını gösterirmiş.

Ve o günden sonra, Alper her gece dağın büyüsüyle uyurmuş. Onun huzur veren manzarası ve koruyucu enerjisi, Alper’in hayatına iyilik getirirmiş. Artık hiçbir şey onun iç huzurunu ve mutluluğunu bozamazmış.

Ve işte o günden sonra, köy halkı dağa olan sevgilerini daha da artırmış ve her gece dağın büyüsüyle uyuyan Alper’i örnek almışlar. Dağ, artık sadece bir doğa harikası değil, köy halkının bir parçası haline gelmişti.

Ve böylece, Alper’in dağın büyüsüyle uyuması, köydeki herkesin hayatına pozitif bir etki yapmış ve herkes daha mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamaya devam etmişti.

Yorum gönder