Dağların Büyülü Uykusu
Uykusu gelmeyen küçük Ayşe, annesinin kucağında sallanarak dağları izlemeye başladı. Dağların yüksekliği ve büyüklüğü onu büyülemişti. Anne, Ayşe’ye dağların uyumasının nasıl bir şey olduğunu anlattı.
“Dağlar çok büyük ve güçlüdür, Ayşe. Gün boyunca güneşe, yağmura ve rüzgara direnirler. Akşam olunca yorgun düşerler ve derin bir uykuya dalarlar. Uyumaya başladıklarında etraflarında bir sis tabakası oluşur ve yavaş yavaş gözlerini kapatırlar. Gecenin ilerleyen saatlerinde rüzgarın melodisiyle huzurlu bir uyku çekerler.”
Ayşe, annesinin anlattıklarını dinlerken gözleri yavaş yavaş kapanmaya başladı. Dağların büyülü uykusunu hayal etti ve kendini dağların eteklerinde bir çadırda uyurken buldu. Uzaklardan gelen rüzgarın huzur veren sesiyle birlikte Ayşe de derin bir uykuya dalıp, dağların büyülü uykusuna katıldı.
Ertesi sabah Ayşe, uykusundan dinlenmiş ve mutlu bir şekilde uyanarak annesine sarıldı. Dağların büyülü uykusunu yaşamış olmanın verdiği huzur ve mutlulukla güne başladılar. Artık Ayşe, her gece yatağına yattığında dağların büyülü uykusunu hayal ediyor ve huzurlu bir şekilde uyuyordu.
Yorum gönder