Fıskiye Masalı
Bir zamanlar çok uzaklarda, büyük bir ormanın derinliklerinde, sakin ve huzurlu bir köy vardı. Bu köyde yaşayan insanlar, doğayla iç içe bir yaşam sürerken, çocuklar da masalsı bir dünyanın içinde büyüyorlardı.
Köydeki en küçük çocuk, adı Ayşe olan bir kızdı. Ayşe, her gece yatağına yattığında annesi ona uzun bir uyku hikayesi anlatırdı. Bu hikayeler, Ayşe’nin düşlerinde farklı dünyaların kapılarını aralar, onu masalsı maceralara sürüklerdi.
Bir gece, Ayşe’nin annesi ona fıskiye masalını anlattı. Masalın başkahramanı, sihirli bir fıskiye olan Peri Su’ydu. Peri Su, geceleri Ayşe’nin odasına gelir ve onu uykuya dalmasına yardım ederdi. Fıskiye sesi, Ayşe’yi huzurlu bir rüya dünyasına taşır, ona güven ve mutluluk verirdi.
Ayşe, fıskiye masalını dinledikten sonra huzurla yatağına uzandı. Peri Su’nun sihirli fıskiyesi, onu nazikçe sardı ve yumuşak bir melodiyle uykuya daldı. Uykusunda, Ayşe renkli balıklarla dolu bir denizde yüzmenin keyfini yaşadı, sihirli ormanlarda kelebeklerle dans etti ve masalsı bir dünyanın içinde kayboldu.
Sabah olduğunda Ayşe, gözlerini açtığında etrafında sihirli bir ışıkla aydınlanmış bir dünya gördü. Fıskiye masalı, ona derin bir huzur ve mutluluk vermişti. Ayşe, o günden sonra her gece annesinden fıskiye masalını dinlemek istedi ve bu masal, onun en sevdiği rüya dünyasına giriş kapısı oldu.
Ve böylece, Ayşe’nin dünyası fıskiye sesiyle dolup taşarken, o her gece mutlu ve huzurlu bir şekilde uykuya dalıp, sihirli dünyaların kapılarını aralamaya devam etti.
Yorum gönder