Gün Doğumu Masalı
Bir zamanlar, çok uzaklarda, sakin ve huzurlu bir köyde yaşayan küçük bir çocuk vardı. Bu çocuğun adı Ela idi. Ela, her gece yatağına yattığında güneşin doğuşunu izlemeyi çok severdi. O kadar severdi ki, her sabah güneş doğmadan uyanır ve pencereden dışarıya bakardı.
Bir gün, Ela’nın annesi ona “Bugün senin için bir sürprizim var” dedi ve onu sabahın erken saatlerinde uyanmaya davet etti. Ela, heyecanla sabahı sabırsızlıkla bekledi ve nihayet güneşin doğuşunu izlemek için uyanmaya kararlıydı.
Ertesi sabah, Ela gözlerini henüz açtığında hafif bir ışıkla karşılaştı. Hemen pencereye koştu ve gökyüzünde güneşin yavaş yavaş yükseldiğini gördü. Renkli bulutlar arasından parlayan güneş, gökyüzünü altın rengine boyuyordu. Ela, bu muhteşem manzarayı hayranlıkla izledi ve içinde bir huzur ve mutluluk hissetti.
Güneş yükseldikçe kuşlar da uyanmaya başladı ve cıvıldamaya başladılar. Köydeki diğer çocuklar da uyanmıştı ve birlikte güneşin doğuşunu izlemeye başladılar. Herkesin yüzünde bir gülümseme vardı ve o anı birlikte paylaşmanın mutluluğunu yaşıyorlardı.
Ela, o gün yaşadığı bu güzel deneyimi asla unutamadı. Artık her sabah güneşi izlemek için erkenden uyanmayı alışkanlık haline getirdi ve günün ilk ışıklarında doğan güneşi seyretmek onun için bir ritüel haline geldi.
Ve o günden sonra, Ela’nın yaşadığı köyde herkes sabahları erkenden uyanıp güneşin doğuşunu izlemeye başladı. Her sabah, köydeki insanlar bir araya gelip bu doğal güzellik karşısında şükürlerini sunuyor ve günlerine mutlu ve huzurlu bir şekilde başlıyorlardı. Güneşin doğuşu, onların hayatına neşe ve umut getiriyordu. Ve bu güzellik, her sabah yeniden başlayan bir mucize gibi onları sarıyordu.
Yorum gönder