Kıyamet Günü
Bir zamanlar, dünyanın sonunun geldiği söylenen bir gün vardı. Kıyamet Günü olarak adlandırılan bu gün, insanların korkuyla beklediği ve birçoğunun inanmadığı bir efsane haline gelmişti. Ancak o gün geldiğinde, her şeyin değişeceğini kimse tahmin edemezdi.
Kıyamet Günü sabahı, gökyüzü kara bir dumanla kaplanmıştı. İnsanlar panik içinde sokaklarda koşuştururken, doğa olağanüstü bir şekilde kararmıştı. Kimi inançlılar dua ediyor, kimi inkârcılar ise kaçış yolları arıyordu. Ancak ne dua ne de kaçış, kıyametin gelişini durduramazdı.
Gün ilerledikçe, gökyüzünden inen ateş yağmurları her yeri yakıp kavuruyordu. Toprak paramparça olmuş, denizler kabarmış ve her şey yok olmanın eşiğine gelmişti. İnsanlar çaresizce çığlık atarken, gökyüzünde beliren devasa bir el her şeyi bir anda durdurdu.
Kıyametin asıl amacı, insanlara bir ders vermekti. Yıllardır doğaya zarar veren, birbirini kıran ve gücünü kötülükten alan insanlar, artık gerçek değerleri anlamışlardı. Birlikte çalışmanın, sevgi dolu bir kalbin ve doğaya saygının ne kadar önemli olduğunu görmüşlerdi.
Kıyamet Günü sona erdiğinde, dünya yeniden doğmuştu. İnsanlar birbirine sarılarak barış içinde yaşamaya karar vermişlerdi. Artık kıyametin tekrar gelmesine izin vermeyeceklerdi. Çünkü onlar, gerçek mutluluğun sevgi ve dayanışma içinde olduğunu anlamışlardı.
Ve o gün, Kıyamet Günü adını taşısa da aslında bir başlangıçtı. Yeni bir dünya, yeni bir umut ve yeni bir gelecek…
Yorum gönder