Menekşe’nin Uykusu

Bir zamanlar çok uzaklarda, masmavi gökyüzünün altında Menekşe adında küçük bir kız yaşarmış. Menekşe, her gece yatağına uzanırken gözlerini yumup yıldızları sayarmış. Yıldızlar ona huzur verir, uykuya dalmasını kolaylaştırırmış.

Bir gece Menekşe, yatağında yıldızları sayarken bir ses duymuş. Dikkatle dinlediğinde, o sesin rüzgarın hafif esintisi olduğunu fark etmiş. Rüzgar, Menekşe’nin penceresinden içeri sızıp onun yanına gelmiş. “Küçük kız, uykun neden gelmiyor?” diye sormuş.

Menekşe, rüzgarın sesini duyunca sevinçle kalkmış yatağından. “Benim uykum kaçtı, rüzgar efendi. Siz neden buradasınız?” diye merakla sormuş.

Rüzgar gülümseyerek cevap vermiş: “Benim görevim, dünyanın dört bir yanına huzur ve mutluluk taşımak. Senin uykun kaçınca bana haber verdiler, hemen yanına geldim. Şimdi seni rahatlatmak için bir masal anlatacağım. Belki o zaman uykun gelecek.”

Ve rüzgar, Menekşe’ye en güzel masallardan birini anlatmış. Masalın içinde prensesler, ejderhalar, sihirli ormanlar vardı. Menekşe, rüzgarın sesini dinlerken gözleri yavaş yavaş kapanmış, nefes alışı düzenlenmiş. Sonunda huzurlu bir şekilde uykuya dalıp gitmiş.

Ertesi sabah Menekşe, gözlerini açtığında rüzgarı hatırlamış. O gece yaşadıklarını bir rüya mı yoksa gerçek mi olduğunu düşünmüş. Ama içinde bir huzur, bir mutluluk hissetmiş.

O günden sonra Menekşe, her gece yatağına uzanırken yıldızları saymaya devam etmiş. Ve rüzgarın sesini duymasını, onunla konuşmasını beklemiş. Belki bir gün yine uykusu kaçarsa, rüzgar ona yardım ederdi. Ama o an için, gözlerini kapatarak huzurlu bir şekilde uykuya dalmıştı. Ve rüyalarında rüzgarın sesini duymuş, masallarını hatırlamıştı. Menekşe’nin uykusu artık hiçbir şeyi engelleyemez, huzur içindeydi.

Yorum gönder