Nil Yeşili Rüyalar
Bir zamanlar, uzak bir ülkede Nil Nehri kenarında küçük bir kasaba vardı. Bu kasabada her gece, Nil Nehri’nin sularıyla beslenen büyülü bir ormanın etrafını saran nil yeşili ışıklar belirir ve kasaba halkı bu ışıkların rüyalarına girdiğinde huzurlu bir uyku çekerlerdi.
Kasabanın en minik sakinleri olan bebekler ve küçük çocuklar, anneleri ve babaları tarafından bu nil yeşili ışıklarla uyutulurdu. Her gece yataklarına uzandıklarında, anneleri ve babaları ellerindeki sihirli değneklerle nil yeşili ışıkları çocukların odasına taşırlardı. Bu ışıkların altında bebekler ve çocuklar, huzurlu bir şekilde uykuya dalardı.
Bir gece, kasabanın en küçük çocuğu olan Ela, annesi tarafından kucaklanarak yatağına götürüldü. Annesi, sihirli değneğiyle nil yeşili ışıkları odasına taşıdı ve Ela’nın üzerine nazikçe üfledi. Ela, bu büyülü ışıkların etkisiyle hızla uykuya daldı.
Ela, rüyasında nil yeşili ışıklarla dolu büyülü bir ormanda koşuyordu. Kuşlar melodiler söylüyor, çiçekler gülümsüyor ve suyun sesi huzur veriyordu. Ela, koşarken bir anda uykuya daldığını fark etti ve gözlerini açtığında annesinin yanında olduğunu gördü.
Sabah olduğunda, Ela, annesine rüyasında gördüğü büyülü ormanı anlattı. Annesi gülümseyerek ona, “O büyülü orman, senin nil yeşili rüyalarındaki dünyadır. Her gece o ışıklar seni huzurlu bir uykuyla sarıp, mutlu rüyalar görmene yardımcı olur” dedi.
Ela, annesinin sözlerini dinlerken gözleri kapanarak tekrar nil yeşili rüyalarına daldı. Kasabanın minik sakinleri, her gece büyülü nil yeşili ışıklarla uyuyarak, huzurlu ve mutlu rüyalara yelken açmaya devam ettiler.
Yorum gönder