Parlak Kristallerin Masalı

Bir zamanlar çok uzaklarda, büyülü bir ülkede parlak kristallerin gücüyle aydınlanan bir orman vardı. Bu ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir çocuk vardı. Adı Ela idi. Ela, ormanda yaşayan tüm canlıları çok severdi. Her gün ormanda dolaşır, kuşların şarkılarını dinler, ağaçlara sarılır ve kristal berraklığında gölde yansıyan güneş ışıklarını seyrederdi.

Bir gün, Ela’nın karşısına büyülü bir peri çıktı. Peri, Ela’ya sihirli parlak kristallerin gücünü anlattı. Bu kristaller, uykuya dalmış herkesin en güzel rüyalarını gerçeğe dönüştürebilirdi. Ela, periye minnettarlıkla baktı ve bu kristalleri bulmak için yola çıktı.

Ormanda birçok macera yaşayan Ela, sonunda sihirli kristalleri buldu. Bir gece, yatmadan önce kristalleri avuçlarına alıp gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı ve kristallerin gücünü hissetti. Birden gözleri kapanmış, uykuya dalan tüm çocuklar ve bebekler için en güzel rüyaları görmeye başladı.

Ela, gördüğü rüyalardan mutlu ve huzurlu uyanan tüm çocuklar için minnettarlıkla doldu. Artık her gece, kristallerin gücüyle en güzel rüyaları gören çocuklarla birlikte ormanda dolaşıyor, mutluluklarına şahit oluyordu.

Böylece, Ela ve sihirli kristallerle dolu orman, çocukların en güzel rüyalarını gerçeğe dönüştüren bir masalın başlangıcı oldu. Ve o günden sonra, herkesin uykusu daha derin, rüyaları daha parlak ve hayalleri daha büyük oldu.

Yorum gönder