Pembe Rüyalar

Bir zamanlar, uzak bir ülkede Pembe adında bir kız çocuğu yaşardı. Pembe, her gece uyumadan önce pembe renkli bir pijama giyer ve pembe renkli yastığını kucaklardı. Onun en sevdiği rengin pembe olduğu her halinden belli olurdu.

Pembe, her gece yatağına uzandığında, penceresinden ayın ışığı odasına süzülürdü. O ışık altında, Pembe’nin gözleri hafifçe kapanır ve pembe hayaller dünyasına yolculuğa başlardı.

Bir gece, Pembe’nin rüyasında pembe bulutlar arasında uçtuğunu gördü. Bulutların üzerinde uçarken, pembe kuşlar eşlik ediyordu ona. Kuşlar melodik şarkılar söylüyor, bulutlar ise ona yumuşacık bir yatak oluşturuyordu.

Pembe, rüyasında pembe şehre ulaştığında, karşısına çıkan tüm evler, ağaçlar ve çiçekler pembe renkteydi. Bu muhteşem pembe dünyada, Pembe’nin yüreği huzur ve mutlulukla doluydu.

Uykusu derinleştikçe, Pembe rüyasında pembe bir prenses olmuş, pembe taç takmıştı başına. Prenses Pembe, pembe atının sırtında pembe kaleyi ziyaret ederken, etrafında pembe kuğular dans ediyordu.

Sabaha karşı, Pembe yavaş yavaş gerçek dünyaya döndü. Uykusundan uyanırken, gözlerini pembe pijamasına ve pembe yastığına çevirdi. Pembe rüyalarının, gerçek hayatındaki mutluluğuna katkıda bulunduğunu hissetti. Artık her gece, pembe rüyaların ona eşlik etmesini sabırsızlıkla bekliyordu.

Ve Pembe, pembe rüyalarıyla dolu hayatının tadını çıkarmaya devam etti.

Yorum gönder