Puslu Rüyalar

Bir zamanlar, uzak diyarlarda küçük bir bebek yaşarmış. Adı Pus’tu. Pus, her gece yatağına yatıp gözlerini kapattığında kendini sihirli bir dünyada bulurdu. Uykusu gelince annesi onu nazikçe beşiğine yerleştirir, bir ninni mırıldanır ve odadan çıkardı.

Pus, beşiğinde kıvrılarak uyumaya başladığında, o sihirli dünyaya adım atardı. Bu dünya, rengarenk çiçeklerle dolu, masalsı bir yerdi. Pus, pembe bulutların üzerinde uçar, uykusunda en sevdiği oyuncaklarıyla oynardı. Bir gece, beşiğindeki yıldızlar ona tebessüm ederken, Pus’un gözleri uykudan mutlulukla parladı.

Pus, her gece farklı maceralara yelken açar, yeni arkadaşlar edinir ve sihirli dünyasında keşfe çıkar. Bazen bir periyle dans eder, bazen bir ejderha ile konuşurdu. Gecenin ilerleyen saatlerinde, annesi onu tekrar sarıp sarmalar, uyuduğu yerde mırıldandığı rüyalı dünyasına geri götürürdü.

Ve Pus, her sabah uyandığında, o sihirli dünyadan sadece tatlı anılar ve mutluluk dolu bir gülümsemeyle geri dönerdi. Artık uykusu tatlıydı, çünkü Pus, hiç bitmeyen bir masalın kahramanıydı. Ve o, puslu rüyalarında sonsuza kadar mutlu olacağını bilirdi.

Yorum gönder