Rüya Gibi Bir Gece: Balıkçı Teknesinde Uykuya Dalış
Bir varmış bir yokmuş, denizin mavisine açılan bir balıkçı teknesi varmış. Bu tekne, masmavi suların üzerinde sessizce süzülürken içinde birbirinden sevimli küçük çocuklar ve bebekler uyuyakalmıştı. Gecenin huzurlu sessizliğiyle sarmalanmışlardı ve yıldızlar parıldıyordu gökyüzünde.
Balıkçı teknesinin ahşap zeminindeki hafif esinti, minik yavruların saçlarını okşuyor ve onları tatlı bir rüya dünyasına götürüyordu. Denizin dalgaları nazikçe teknede sallanırken, bebeklerin ninni gibi huzurlu bir uykuya dalışı başlamıştı.
Birbirlerine sarılmış, birbirlerine yaslanmış küçük yürekler, masalsı bir yolculuğa çıkmışlardı. Uyuyan bebeklerin yanakları pembe pembe, gülümseyen dudakları melekler gibi masumdu. Balıkçı teknesinin güverte lambası, onların yüzlerine yumuşak bir ışık saçıyor ve ruhlarına huzur veriyordu.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, deniz kıyısındaki kıyıya yaklaşan balıkçı teknesi, uykuya dalan minik yolcularını narin bir şekilde karaya bıraktı. Bebekler, annelerinin sıcak kollarına teslim oldular ve masal gibi bir geceyi geride bıraktılar.
Ve işte o gecenin anısı, her zaman o küçük yüreklerde yaşayacak ve onlara mutlu bir şekilde gülümseyecek. Balıkçı teknesindeki rüya gibi bir gece, onların hayal dünyalarında sonsuza dek sürecek ve onlara huzur dolu bir uykunun kapılarını aralayacaktı. Masalın sonu, yalnızca bir gece uykusunda değil, hayatın her anında yaşanacak olan bir mutluluk dolu başlangıçtı.
Yorum gönder