Rüya Kapısı

Bir zamanlar, çok uzaklarda, büyük bir ormanın ortasında Rüya Kapısı adında gizemli bir yer vardı. Bu kapı, her gece küçük çocukların rüyalarına girmek için açılır ve onlara masalsı maceralar yaşatırdı.

Bir gece, minik bir kız olan Ela, yatağında uyumaya hazırlanırken birden Rüya Kapısı karşısında belirdi. Kapı, parlak renklerle süslenmiş ve üzerinde yıldızlarla dolu bir gece gökyüzü resmedilmişti. Ela, merakla kapıyı açtı ve içeri adım attı.

Kapının ardında, muhteşem bir dünya vardı. Renkli çiçekler, uçan kuşlar ve konuşan hayvanlarla dolu bir ormanda buldu kendini Ela. Bir tavşan, ona eşlik etti ve ona ormanın derinliklerindeki gizli yerleri gösterdi. Birlikte, büyülü bir şelalenin önünde durdular ve suyun melodisini dinlediler.

Ela, Rüya Kapısı’nı geçtikçe farklı diyarlara yolculuk yaptı. Denizin altında yüzen balıkları ziyaret etti, bulutların üzerinde uçtu ve uzak bir prenses kalesine gitti. Her gece farklı bir macera yaşadı ve sabahleyin uyanınca bu masalsı dünyayı özlemle hatırladı.

Sonunda, Ela Rüya Kapısı’nı geçtiği son geceye geldi. Ormanda dolaşırken, bir peri ona bir hediye verdi. Bu hediye, onun her gece gözlerini kapattığında bu harika maceraları tekrar yaşamasını sağlayacaktı.

Ela, Rüya Kapısı’ndan döndüğünde, yatağına yattı ve gözlerini kapattı. Bir kez daha büyülü dünyaya adım attı ve bu sefer kendi masalını yazdı. Her gece, Rüya Kapısı’nı geçerek yeni maceralara yelken açtı ve uyurken en güzel rüyaları gördü.

Yorum gönder