Rüyalar Ülkesine Yolculuk: Buharlı Tren
Bir zamanlar, çok uzaklardaki bir kasabada yaşayan küçük bir çocuk vardı. Adı Ali’ydi ve her gece yatağına yattığında aklında farklı maceralar canlanırdı. En sevdiği rüya ise buharlı trenle Rüyalar Ülkesi’ne yolculuk yapmaktı.
Her gece yatağına yattığında, gözlerini kapattığında büyük bir buharlı trenin istasyona gelişini hayal ederdi. Trenin bacasından yükselen dumanlar, onu heyecanlandırır ve hemen trenin içine atlar. Koltuğuna yerleşirken pencereden dışarıya bakar, yıldızların arasında süzülen treni seyrederdi.
Tren o kadar hızlı giderdi ki, bir anda Rüyalar Ülkesi’ne varırlardı. Bu fantastik dünyada renkli kuşlar uçar, büyülü çiçekler açardı. Ali, trenin penceresinden dışarıya bakarak bu muhteşem manzarayı seyreder, kelebeklerle dans ederdi.
Rüyalar Ülkesi’nde Ali, masal kahramanlarıyla tanışır, ejderhalara biner ve büyülü ormanlarda keşfe çıkar. Her gece farklı bir maceraya atılır, farklı bir dünyayı keşfederdi. Ve en güzeli, bu maceraları yaşarken hiç uyanmazdı.
Sabah olunca, tren tekrar istasyona döner ve Ali uykusundan uyanırdı. Ama o artık gerçek dünyada değil, Rüyalar Ülkesi’nde yaşadığı maceraların etkisi altındaydı. Gözleri parıldar, yüzünde bir gülümseme belirir ve bir sonraki geceye kadar sabırsızlıkla beklerdi.
Ve Ali, her gece buharlı trenle Rüyalar Ülkesi’ne yolculuk yapmaya devam etti. Çünkü hayal gücünün sınırları yoktu ve onun için her gece bir başka macera, bir başka serüven demekti. Ve böylece, Ali’nin rüyaları hiç bitmeyecek, hiç son bulmayacaktı.
Yorum gönder