Sıcacık Şömine Masalı
Bir zamanlar, çok uzak bir ülkede, bir köyde yaşayan küçük bir kız çocuğu vardı. Adı Ela idi. Ela’nın en sevdiği zamanlar akşam olduğunda, annesiyle birlikte şöminenin önünde oturup masallar dinlemekti.
Her akşam annesi, Ela’ya sıcak bir kahve hazırlar, şöminenin önüne otururlar. Annenin anlattığı masalların büyülü dünyasına dalan Ela, sıcak şöminenin yanında huzurla uyurdu.
Bir gün, köylerine kocaman bir kar fırtınası bastırdı. Elektrikler kesildiği için evde yanan tek ışık şöminedeki ateşti. Anne ve Ela, battaniyelere sarınıp şöminenin yanında oturarak ısınmaya çalıştılar. Anne, Ela’ya sıcak süt ve kurabiye getirerek fırtınanın geçmesini beklemeye başladı.
Ela, annesinin hikayelerini dinlerken gözleri yavaş yavaş kapanmaya başladı. Annesi onu kucağına alıp battaniyeye sararak uyutmaya çalıştı. Ela, annesinin sıcaklığı ve şöminenin yanındaki huzur ile derin bir uykuya daldı.
Fırtına sabaha karşı dinerken, Ela hala annesinin kollarında sıcacık uyuyordu. Şömine hala yanıyordu ve evde huzur dolu bir sessizlik hakimdi. Anne, kızını kucaklayarak onun mutlu ve huzurlu uyku haline bakıp gülümsedi.
Ve o günden sonra, Ela her gece annesiyle birlikte şöminenin önünde oturup masallar dinlemeye devam etti. Sıcacık şömine, onların en sevdikleri yer haline gelmişti ve her gece huzurlu bir şekilde uyumalarını sağlıyordu. Büyülü masallar ve sıcak şöminenin ışığında, Ela’nın en mutlu anları yaşanıyordu.
Yorum gönder