Sonsuz Döngüsü

Uzun zaman önce, derin bir ormanda Sonsuz Döngüsü adında bir yer varmış. Bu yerde yaşayan insanlar, zamanın ve mekânın sınırlarını aşabilen büyülü bir döngü içinde yaşarlarmış. Gün doğar, akşam olur, gece gelir ve yeniden sabah olurdu; ama hiçbir şey değişmezdi, her şey aynı kalırdı.

Bir gün, Sonsuz Döngüsü’nün büyüsüne kapılan genç bir kız olan Elara, bu tekdüze yaşamdan sıkılmıştı. Her gün aynı şeyleri yapmak, aynı insanlarla konuşmak ona zevk vermiyordu. Bir gece, cesaretini toplayarak ormandan dışarı çıkmaya karar verdi.

Elara, Sonsuz Döngüsü’nün sınırlarını zorlayarak ormandan dışarı çıktığında, karşısına çıkan büyülü bir kapıyla karşılaştı. Kapının üzerinde “Sonsuz Döngüsü’nü kırmak isteyen cesur ruhlar için açılır” yazıyordu. Elara, içinden bir sesin onu bu kapıya yönlendirdiğini hissetti ve cesaretle adım attı.

Kapının ardında, Sonsuz Döngüsü’nü koruyan bir ejderha vardı. Ejderha, Elara’ya bir seçim sunarak, Sonsuz Döngüsü’nü kırmak isteyip istemediğini sordu. Elara, içindeki cesur ruhu dinleyerek evet dedi. Ejderha, Elara’ya bir tüy vererek, Sonsuz Döngüsü’nü kırabileceğini söyledi.

Elara, tüyü alıp Sonsuz Döngüsü’ne geri döndü. Tüyü Sonsuz Döngüsü’nün merkezine bıraktığında, büyülü döngü aniden kırıldı. Güneş, ay ve yıldızlar Sonsuz Döngüsü’nü aydınlattı ve her şey renklenmeye başladı.

Elara, artık Sonsuz Döngüsü’nde değil ama o ormana ait hissettiği bir yerdeydi. Yenilenmiş, değişen ve dönüşen bir dünyada, her şey mümkündü. Elara, artık sonsuz bir döngüde değil, sonsuz olanı keşfetmek için yeni bir maceraya atılmıştı.

Yorum gönder