Tatlı Düşler Masalı

Bir zamanlar çok uzaklarda, pamuk şeker bulutlarının üzerinde Tatlı Düşler Diyarı adında bir yer vardı. Bu diyarın en mutlu ve en huzurlu yer olduğuna inanılırdı çünkü her gece masal diyarına giden çocuklar, en tatlı rüyaları görürlerdi.

Bir gece, küçük Ela yatağına uzanıp gözlerini kapattığında, Tatlı Düşler Diyarı’na gitmeye kararlıydı. Uykuya daldığında, büyülü bir ışıkla aydınlanan bir yolun üzerinde yürümeye başladı. Yol boyunca rengarenk çiçekler açmış, sevimli hayvanlar dolaşıyordu. Ela, bu güzellikler karşısında büyülendi ve etrafına gülücükler saçarak ilerlemeye devam etti.

Sonunda, Tatlı Düşler Kalesi’ne ulaştı. Kale, yıldızlarla süslenmiş, pırıl pırıl parlıyordu. Kapıyı açıp içeri girdiğinde, karşısında masal kahramanlarıyla dolu bir salon gördü. Prensesler, prensler, ejderhalar, peri kızları hepsi bir aradaydı. Ela, büyülü dünyaya adım atmıştı.

Masal kahramanlarıyla tanıştı, onlarla dans etti, şarkılar söyledi. Sonra, en sevdiği prensle birlikte gökyüzüne yükselip yıldızların arasında kayboldu. İçinde bulunduğu mutluluk duygusuyla, Ela’nın yüzünde bir gülümseme belirdi ve o an en tatlı rüyaları görmeye başladı.

Sabah olunca, Ela gözlerini açtığında hala o mutluluk ve huzur dolu hissiyatıyla uyanmıştı. Tatlı Düşler Diyarı’na yaptığı bu büyülü yolculuk, onun için unutulmaz bir deneyim olmuştu. Artık her gece, yatağına uzandığında o güzel diyarı ve oradaki dostlarını düşleyerek, en tatlı rüyaları görmeye devam edecekti.

Yorum gönder