Yıldızların Dansı
Bin yıl önce, gökyüzünde parlayan yıldızlar insanların hayallerini süslerdi. Her gece, gökyüzündeki yıldızlar birbirleriyle dans eder gibi hareket eder, insanların ruhunu huzurla doldururdu. Bu yıldızların ışığı, dünyayı aydınlatırken insanların yüreklerine umut saçardı.
Bir gün, gökyüzündeki en parlak yıldız olan Astra, diğer yıldızlarla dans etmeye başladığında fark etti ki, bir yıldız eksikti. Bu eksiklik Astra’nın içini burktu ve hemen dünyaya inmeye karar verdi. Yeryüzüne indiğinde, karşısına çıkan bir çocuğun gözlerindeki ışıltıyı görünce anladı ki, bu çocuk kayıp yıldızdı.
Astra, çocuğun yanına yaklaştı ve ona sordu: “Senin adın ne?” Çocuk gülümseyerek cevap verdi: “Ben Yıldızım.” Astra, çocuğun yüreğindeki gücü hissetti ve ona bir teklifte bulundu: “Benimle gel, seni gökyüzüne geri taşıyayım. Orada seninle birlikte dans eder, yıldızların arasında parlayabiliriz.”
Yıldızım, Astra’nın elini tuttu ve birlikte gökyüzüne yükseldiler. Diğer yıldızlar sevinçle onları karşıladı ve birbirleriyle dans etmeye başladılar. Yıldızım, gökyüzündeki yerini bulmuştu ve artık her gece yıldızlarla birlikte parlayarak insanların hayallerini süslemeye devam ediyordu.
Ve o günden sonra, yıldızlar her gece gökyüzünde dans ederken, insanların yüreklerine umut ve sevgi saçmaya devam ettiler. Yıldızların dansı, dünyanın her köşesinde insanların ruhunu aydınlatıyor ve onlara yol gösteriyordu. Çünkü her yıldızın bir hikayesi vardı ve bu hikayeler insanların kalplerinde sonsuza kadar yaşayacaktı.
Yorum gönder