Yonca’nın Uykusu
Bir zamanlar, uzak bir ülkede Yonca adında küçük bir kız yaşardı. Yonca, her gece annesi tarafından uyutulurken, en sevdiği ninniyi dinlemeyi çok severdi. Ninni bittikten sonra annesi ona hikayeler anlatır, Yonca ise yavaş yavaş uykuya dalardı.
Bir gece, annesi Yonca’yı yatağına yatırdı ve hikaye anlatmaya başladı. Yonca’nın gözleri kapanırken, annesi ona şöyle dedi: “Bugün senin için özel bir hikaye anlatacağım. Bu hikaye, senin adını taşıyan bir yonca çiçeğiyle ilgili.”
Annesi başladı anlatmaya: “Bir zamanlar çok uzak bir bahçede, en güzel yonca çiçeği yaşarmış. Bu yonca çiçeğinin yaprakları, her rengi yansıtacak kadar parlak ve güzeldi. Ve her gece, yonca çiçeği uyumadan önce, tüm bahçedeki diğer çiçeklere mutluluk ve huzur getirirdi.”
Yonca bu hikayeyi dinlerken, gözleri kapanmıştı ve derin bir uykuya dalmıştı. Annenin sesi hala kulaklarında çınlarken, Yonca en güzel rüyaları görmeye başladı. Bahçedeki yonca çiçeğiyle birlikte uçan kelebekler, şarkı söyleyen kuşlar ve dans eden çiçekler…
Sabah olduğunda, Yonca uykusundan uyanmış ve gözlerini açmıştı. Hala annesinin anlattığı hikayeyi düşünüyordu ve içi bir huzurla doluydu. O gün, bahçede dolaşırken, annesinin anlattığı gibi parlak ve güzel bir yonca çiçeği buldu ve ona dokundu. Ve o anda, Yonca’nın yüreğine bir huzur ve mutluluk doldu.
Yonca o günden sonra, her gece annesinin anlattığı hikayeyi düşünerek uyurdu ve her sabah uyanır uyanmaz, bahçedeki yonca çiçeğine bakarak gününe başlardı. Artık Yonca’nın uykusu daha huzurlu ve mutlu geçerdi, çünkü bahçedeki yonca çiçeğinin ona getirdiği mutluluk ve huzuru kalbinde taşırdı. Ve bu sayede, Yonca her gün daha da mutlu ve huzurlu bir şekilde büyüdü.
Yorum gönder